Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100.00 TL | 100.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 100.00 TL |
Havale / Eft | 100.00 TL |
Posta Çeki | 100.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Buenos Aires’te ‘Şahin’ denilen yeşil renkli bazı otomobillerin canice eylemlerine hiçbir tehlikeye atılmadan karşı koyabilen tek şey, neredeyse mucizevi bir yapıya sahip olan, son derece entipüften, küçük bir müzik grubuydu. Benim de gözden düştüğümü, bu ‘Şahin’lerin kentin her yanında dolaşarak harıl harıl beni aradıklarını ve saklanmam gerektiğini haber vermek için Carlos’un bana telefon ettiği gün, olası kurtuluşumun basit birkaç müzik bilgime bağlı olduğunu anlamak beni şaşırtmıştı. ... 1960’la 1976 yılları arasında, Arjantin’in kuzeydoğusunda çalışan bir müzik topluluğunda viyola çalıyordum. Bu yörede yolculuk ederek müziği hem düzlüklerin hem de sıradağların en ücra köylerine götürüyorduk. Oralarda konser salonu bulunmadığından okulların avlularında, ağaçların altında ya da Andlar’dan Atlantik’e doğru inen ırmakların kıyılarında çalardık. Neredeyse at sırtında dolaşan, bir tür taşralı gezgin çalgıcılardık. Bu açıdan da gerçekten virtüoz sayılırdık, çünkü sağrısında bir de viyolonsel taşıyarak doru bir atın sırtında dolaşmak öyle her babayiğidin harcı değildir. Canlı müziği ömürlerinde ilk kez dinleyen köylüler için çalıyorduk. Herhalde Marslılara benzettikleri bizlere bakarken gözlerini koca koca açarlardı. Bu halimizle, ta uzaklardaki Avrupa’dan kalkıp dünyanın sipsivri güney ucundaki en kuş uçmaz kervan geçmez köşelerine kadar ulaşan klasik müziğin temsilcileriydik bizler.