Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 240.00 TL | 240.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 240.00 TL | 240.00 TL |
2 Taksit | 120.00 TL | 240.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 240.00 TL | 240.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 240.00 TL | 240.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 240.00 TL | 240.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 240.00 TL |
Havale / Eft | 240.00 TL |
Posta Çeki | 240.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Felsefe yapmak hep uçuk ve soyut şeylerden söz etmek anlamına gelmiştir. Diyebiliriz ki Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları bu anlayışı ve önyargıyı silebilecek nitelikte.
Zygmunt Bauman bu kitapta “pratiğin felsefesini” yapıyor. “Postmodern” dünyada kesin olan tek şeyin “belirsizlik” olduğunu ve “olumsallık” değirmeninin bütün “paradigmaları” her an “yeniden kurduğunu” gözlemliyor. Bundan dolayı da, hiç kimsenin “avangartlık” iddiasında bulunamayacağını; çünkü “olumsallık” değirmenin de öğütülmekten kaçmanın mümkün olmadığını söylüyor.
Bauman Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları’nda bizi “yabancıların”, “türedilerin”, “paryaların”, “turistlerin”, “aylakların”, “köktencilerin” ve benzerlerinin dünyasına sokuyor. Söz konusu kesimlerin neden toplumun “vazgeçilmez” üyeleri olduğunu görüyoruz. “Yerliler”in “türediler”e ne kadar muhtaç olduğunu, onlar olmadan kendilerinin de “yersiz” kaldığını fark ediyoruz. “Yerli”den fazla “yerlici” kesilen “yabancılar”ın ruh halini anlamaya çalışıyoruz. O çok yücelttiğimiz “kültür”e bir de “tüketici kooperatifi” olarak bakıyoruz.
“Aydınlanma”nın çelişkilerine tanık oluyoruz. “Toplumu eğitmek” isteyen “avangart aydınlatmacıların”, işlevleri sona erip işsiz kalınca nasıl deliye döndüğünü, yığınlara saldırdığını görüyoruz. Öte yandan modern çağın başındaki “eğitim devrimi”nin izini sürerek Foucault’nun Cinselliğin Tarihi’ni gözden geçiriyoruz.
“Postmodern pratiğin felsefesi” olarak nitelendirebileceğimiz bu çalışmanın kendi özgün “temelleri” de var: Özgürlük, daha fazla özgürlük; farklılık, daha fazla farklılık; ve bir de (bunların sürekliliğinin sağlanması için) dayanışma, daha fazla dayanışma.
Belirsizlik ve farklılıkların egemen olduğu postmodern dünyada sorumluluk ile özgürlüğü bir madalyonun iki yüzü olarak gören Bauman son sözü de özgürlüğe veriyor.