Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 158.00 TL | 158.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 158.00 TL | 158.00 TL |
2 Taksit | 79.00 TL | 158.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 158.00 TL | 158.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 158.00 TL | 158.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 158.00 TL | 158.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 158.00 TL |
Havale / Eft | 158.00 TL |
Posta Çeki | 158.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Hüzün, bizi de vurduğunu gözlerimize dolup da boşalmayan bulutlarından belli etti. Muavin, “Isparta yolcusu kalmasın!” diye bağırdığında anamızın akmaya niyetlenmiş gözyaşları coştu, ellerimiz bir süre havada sallandı. Aklımda kalan tek görüntü, otobüsün ardından yetişebildiği kadar koşan, elleri havaya, gözyaşları yere sallanan bir ana ve ağlamaya utanan bir babayla birlikte havalanmış ellerde beliren mahzun gözler…
Yemek yiyişimiz birbirine benziyordu. Bir yere yetişecekmiş gibi hızlıydık. Yerken, çamurda koşar gibi sesler çıkıyor, şapırtılara doymuş ağızlarda avurdumuzu şişiren lokma, ekmeğin kutsal yardımıyla boğazımızdan aşağıya iniyordu. Alışkın olduğumuzdan yemek işleri çabuk bitti, bir zorluk çekmedik. Ellerimize bulaşan yağın silinmesine çare aradık, bulduk. Yarısını gazete kağıdına, yarısını belli etmeden üstümüze sürdüğümüz ellerimiz nasıl olsa alışacaktı susuz sabunsuz temizliğe.
Yine geceydi. Ay ışığı bütün samimiyetiyle aydınlatıyordu bizi. Yol uzun. Yük ağır. Gözler uzağı görmeyi beceremiyor. Soğuk hareket edince anlaşılmıyor. Durunca soğuktan kurumaya başlıyorsun. Timin bir ilerisine bir gerisine gidip gelirken herkesi badisine denetlettiriyoruz. Önden gelenle arkadan gelen arasındaki irtibatı koparmamak için. Mesafeler kısa, aralıklar alabildiğine yakın.
Eksi yirmi mi, kırk mı, desem, bu dereceye kadar olan soğukları bize hissettirmeyecek olan, soğuğu kendisi yiyen elbiselerimiz. Bu kaçıncı misafir bekleyişimiz, ihbarlardan mı, bizden mi? Kimseler gelmiyor. “Bütün görev dönüşleri güzeldir.”
Buralara çıkmak zor. Çıkınca inmesi, inince çıkması zor. Ateş de yaktık tabii. Tek bir mevzii yakınında çok üşüyen gelsin, ısınsın diye. Yine de Haziran’ın yaz soğuğunu, kış soğuğundan ayıran bütün incelikleriyle tattım. Ateş de kâr etmedi üşümemize.