Büyük Atatürk,
Sen; düşüncelerini, cesaret, kararlılık ve azimle eyleme döktüğünde, telgraf başında saatlerce kalarak bütün Anadolu’yu uyandırıp kucakladığında, düşman istediği yeri işgal edebiliyor, Padişah ve Hükûmetleri de olayları sadece izlemekle kalmıyor, düşmanla birleşerek Millî Mücadelenin önünü kesmek için her yolu deniyordu. Sen, kendine ve Türk milletine güvendin, çok ağır şartlara rağmen mücadele ettin, savaştın, halkla birlikte yürüdün ve başardın. Ancak senden sonra, o Havza’da bahsettiğin “çukur” un etrafından hiçbir zaman tam anlamıyla ayrılamadık; çünkü senin İlke ve İnkılaplarını içselleştiremedik. Senin vatanseverliğin, her yerde ve her vesile ile ismen ve cismen varlığını hissettirmek, halka rağmen değil halkla yürümek ve yol göstermek olmuştu. Kurduğun Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2018’den beri “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi” ile yönetiliyor ve ülke siyaseti; kürsü konuşmaları, dost dayanışmaları, yabancıya el avuç açmalar ve nema zincirleriyle yürütülüyor!
***
Nutuk okuyanlar bilirler ki her sayfası ayrıntılarla doludur; çünkü Atatürk, Türk milletine ve özellikle de Türk gençliğine, Cumhuriyet’in hangi bedeller ödenerek kazanıldığını âdeta bir vasiyet olarak bırakmak istemiştir. Nutuk, okunması ve takibi zor, gerçek bir dev eserdir; ancak genç kuşaklarımız tarafından okunması, anlaşılması laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından yaşamsaldır. İşte bu okumaya katkı sunabilmek adına, anlam bütünlüğüne azami dikkat göstererek ve çeviri metinlerinden birebir alıntılarla bir Nutuk özeti hazırlamaya çalıştım. Özellikle, “Cumhuriyet emaneti” ni taşıyan Türk gençliğinin, Nutuk’taki “Deha” ile buluşması için bir nebze de olsa katkı sunabilirsem, vatanıma, Cumhuriyetimize ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı görevimi yapmış olmanın mutluluğunu yaşayacağım...