Nasihatül-Müluk’ta İnsanın yaradılış amacını esas alarak siyaset düşüncesini ortaya koyan Gazali, varlığa hizmeti görevlerin en aslisi ve en asili kabul ediyor. Dünya mülkünde bir süre konaklayacak insanoğluna ve bu mülkte sınırlı bir zamanda egemen olacak devlet idarecisine ölümü hatırlatarak mülkün yönetimine ilişkin hem teorik hem de hikmetler dünyası ile harmanlanmış tavsiyeler dile getiriyor. Mülkü aydınlatacak, varlığa sükun ve huzur verecek, insanı şerefli bir varlık olarak yaşatacak ilkeleri dile getiriyor. Gazali, dünya hayatını bir ağaç olarak tasavvur ediyor: Köklerinin toprağın derinliklerine yol bulmuş tevhidi, dallarının ise insanların dünya mülkünde gerçekleştirdikleri iş ve eylemlerinin temsil ettiği bir ağaç. Dünyayı tanıma ve bilme ile kendini bilme de bu ağacın sulandığı iki kaynak durumunda.
Gazali, “Hükümdarların gönülleri Allah’ın hazineleridir” diyor. Çünkü “Şefkat, azap ve cezaya dair yeryüzünde her ne meydana gelirse, hükümdarların gönülleri vasıtasıyladır.” Gazali bu gönüle seslenmeyi, insanlığın dünya mülkünde huzur ve adaleti yaşamasının şartı kabul ediyor.
Mülkün Sultanlarına… sadece devlet yöneticilerini ilgilendirecek bir eser değil. O’nun tavsiyeleri, her türden yöneticiyi muhatap aldığı gibi, bu tür vasıfları olmayan insanlara da hitap etmektedir. Çünkü bu eser hem yöneticiye, hemyönetilene bilinç verecek, onlara güzel ahlâkın hassas ve ince yolunu duyuracak, adalet, hak, hukuk ve yaradılışa uygun davranmaya yöneltecek kılavuzluğa sahip.