Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
2 Taksit | 112.50 TL | 225.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 225.00 TL |
Havale / Eft | 225.00 TL |
Posta Çeki | 225.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Zaman gemisi kaptanı Kerim, önceki yaşamında hayatının aşkını bulmuştur. Suzan’la 70’lerde yakaladıkları şey öyle değerlidir ki “ölümden sonra yaşam varsa” yine beraber olabilmek için ant içmişlerdir. Kerim farklı bir zamanda yeniden doğduğunda artık tek amacı Suzan’ı bulmaktır. Ne yapıp edip 2015 yılındaki Türkiye’ye
ulaştığında bilgisayarı Kâhin’in hesaplamalarına göre karşısında Suzan olabilecek iki kadın bulur: Kendini “harbi feminist” diye tanımlayan pavyon çalışanı Ankaralı Ebru ve Kadıköy’de direk dansı stüdyosu işleten, gücünü Hekate’den alan cadı klanının lideri Ayza.
Sona Ertekin’in gerçek dünyada fantastik adımlar atarak kurduğu Her Şey Dans Ediyor, zaman gemisinde piknik tüpü üzerinde demlenen çayı, hipnotik pavyon dansını, modern zaman cadılarını, hatta Osman Hamdi Bey ve Led Zeppelin’i bir araya getiriyor.
“Kısacası hayattaki duruşumuz, yerçekimine yaklaşımımızla ilgiliydi. İnsan kendi kafasındaki yerçekimini bir kez aştıktan sonra işinde, sanatında, evliliğinde, her alanda savrulup kaybolmadan uçabilirdi! Velhasıl, en güzeli kendini olabildiğince bırakmak ve kâh bir Mevlevi gibi, kâh saçlarını savurarak kendinden geçmiş bir dansöz gibi, olmadı bir pole dansçı gibi dönüp durmaktı ki kendi hareketin seni merkezle bir kılsın! Kendi merkezinde kendi yerçekimini yarat ki düşmeden havada kalasın...”