Gözu¨nu¨ Açık Tutmak, Julian Barnes’ın resim sanatı ve genel olarak “sanat” kavramı u¨zerine kaleme aldığı denemelerden oluşan bir toplam. Barnes okurlarının muhtemelen bilecekleri gibi, yazar resim sanatına başlı başına bir öğe olarak ilk kez 10½ Bölu¨mde Du¨nya Tarihi romanında yer vermişti. Söz konusu yapıtın “Deniz Kazası” başlığını taşıyan bölu¨mu¨nde “sanata dönu¨şen felaket” izleğini gu¨ndeme getiriyor ve Fransız ressam Theodore Gericault’nun Meduza’nın Salı adlı tablosundan yola çıkarak “gerçeğe sadakat” ve “sanata sadakat” kavramlarının tablonun bu¨tu¨nlu¨ğu¨ içinde nasıl bir dönu¨şu¨me uğramış olduğunu irdeliyordu.
Gözu¨nu¨ Açık Tutmak işte bu denemeyle açılıyor ve Julian Barnes’ın yıllar içinde çeşitli vesilelerle kaleme aldığı öteki denemelerle birlikte romancının resim sanatına yaklaşımını, kişisel yaklaşımının zamanla değişen ölçu¨tlerini, vizyonunun nasıl bir seyir izlediğini irdeliyor. Kitabında tablolarının ayrıntılı incelemelerine giriştiği ve hayatlarından ilginç anekdotlarla du¨stur niteliğinde sözler aktardığı sanatçılar arasında Gericault, Delacroix, Courbet, Manet, Redon gibi 19. yu¨zyılın Fransız ressamları; Braque ve Magritte gibi modernizmin köşebaşlarını tutmuş olan ressamlar; Lucian Freud ve Howard Hodgkin gibi çağdaş ressamlar bulunuyor.
Julian Barnes, “Giriş” yazısında nu¨anslarıyla belirttiği u¨zere, resim sanatına kişisel yöneliminin izlediği seyri, bir yandan tek tek ressamların kendi vizyon gelişimine yaptıkları katkılar açısından ele alırken, bir yandan da “modernizm” ve “gerçekçilik” akımlarının bu gelişim içinde yıllar içinde değişen ağırlıklarını, çeşitli açılardan sorgulamaya girişiyor. Sözgelimi, zamanla ısındığı, zamanla ilgisini kaybettiği, bu¨yu¨k birer usta olarak görmekle birlikte ihmal ettiğini du¨şu¨ndu¨ğu¨ yahut yeniden keşfettiği ressamlardan söz ediyor. Tabii ki, her zaman yeni açılımlar getiren o kılı kırk yaran göru¨ş keskinliği ve eşsiz ironisiyle…