Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 290.00 TL | 290.00 TL |
2 Taksit | 145.00 TL | 290.00 TL |
3 Taksit | 96.67 TL | 290.00 TL |
4 Taksit | 77.58 TL | 310.30 TL |
5 Taksit | 62.64 TL | 313.20 TL |
6 Taksit | 52.68 TL | 316.10 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 290.00 TL | 290.00 TL |
2 Taksit | 145.00 TL | 290.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 290.00 TL | 290.00 TL |
2 Taksit | 145.00 TL | 290.00 TL |
3 Taksit | 96.67 TL | 290.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 290.00 TL | 290.00 TL |
2 Taksit | 145.00 TL | 290.00 TL |
3 Taksit | 96.67 TL | 290.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 290.00 TL | 290.00 TL |
2 Taksit | 145.00 TL | 290.00 TL |
3 Taksit | 96.67 TL | 290.00 TL |
4 Taksit | 76.85 TL | 307.40 TL |
5 Taksit | 62.06 TL | 310.30 TL |
6 Taksit | 52.20 TL | 313.20 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 290.00 TL |
Havale / Eft | 290.00 TL |
Posta Çeki | 290.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Ürün Açıklaması
George Orwell 4 Kitap Set - Anonim Yayınları
Hayvan Çiftliği
Beylik Çiftliği’nin sahibi olan Bay Jones her zaman yaptığı gibi o gece de kümesleri kilitledi, ancak pencereleri kapatmayı unutacak kadar yine sarhoştu. Yalpalayarak yürüdüğü avluda, elinde sallanan feneriyle, sağı solu aydınlatarak ilerledikten sonra ulaştığı arka kapıda güçlükle çizmelerini çıkartıp, kilerdeki bira fıçısından son bir bardak daha doldurarak Bayan Jones’un horlamakta olduğu yatağa doğru sendeleyip devrildi.
Yatak odasındaki ışık söner sönmez, çiftliğin tüm binalarında bir hareketlenme, bir koşuşturma başladı. Koca Reis lakabıyla onurlandırılmış olan iri beyaz domuz İhtiyar Major’ın bir önceki gece görmüş olduğu garip rüyayı çiftlikte bulunan tüm hayvanlara anlatacağı haberi gün boyu etrafta dolaşmıştı. Bay Jones ortalıktan çekildikten sonra tüm hayvanların büyük ambarda toplanmasına karar verilmişti. Girdiği yarışmada Wellington güzeli diye tanınmış olan, fakat daima İhtiyar Major diye anılan iri domuz, hayvanlar arasında öyle yüksek bir itibara ve saygınlığa sahipti ki, onu dinlemek için her hayvan uykusundan birkaç saati feda etmeye hazırdı.
1984
Nisan ayının aydınlık, soğuk bir günüydü ve saatler on üçü vuruyordu. Berbat şekilde esen rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömen Winston Smith, Zafer Konakları’nın camlı kapılarından hızla içeriye daldı ancak peşinden gelen toz, toprak girdabının onunla birlikte içeriye girmesine engel olamadı.
Bina girişini haşlanmış lahana ile paçavra bezlerden yapılmış paspasın rutubetli kokusu sarmıştı. Girişin dip tarafındaki duvara raptiye ile tutturulmuş olan renkli ilanın büyüklüğü, bulunduğu ortamla hiç de uyumlu değildi. İlanda genişliği bir metreyi aşkın çok iri bir yüz göze çarpmaktaydı. Kırk beş yaşlarında kapkara bıyıkları olan, sert çizgilere sahip yakışıklı bir adam yüzüydü bu. Winston, merdivenlere doğru yöneldi. Asansörü yoklamak gereksizdi. En sorunsuz zamanlarda bile doğru düzgün çalışmazdı. Günün aydınlık saatlerinde elektrik kesintisi yapılıyordu. Nefret Haftası’na yönelik hazırlıklar sebebiyle uygulanmakta olan tasarruf tedbirlerinden biriydi bu.
Yedinci kattaki apartman dairesine ancak merdivenle ulaşılabiliyordu. Winston, merdivenleri ağır ağır, dura dinlene çıktı. Otuz dokuz yaşındaydı. Sağ ayak bileğinin yukarısında varis yarası vardı. Asansör kapılarının bulunduğu her sahanlıkta, duvarda asılı duran iri yüzün dik bakışlarıyla karşılaşılıyordu. Resim öylesine tuhaf bir ifadeyle tasvir edilmişti ki, ne tarafa giderseniz gidin gözler sizi takip ediyormuş hissine kapılıyordunuz. Resmin altında Büyük Ağabey Sizi İzliyor yazıyordu.
Boğulmamak İçin
Bir bombardıman uçağı üstümüzde alçaktan uçuyordu. Birkaç dakika boyunca trene ayak uydurur gibi uçmaya devam etti.
Karşımda hırpani paltolarıyla, görünüşe göre reklamcı tayfasının en alt tabakasından olan, muhtemelen de sokakta gazeteler için anket yapan iki kaba saba herif oturuyordu. Biri Mail, diğeri Express gazetesi okuyordu ve tavırlarından, beni kendi sınıflarından biri olarak değerlendirdikleri belli oluyordu. Vagonun diğer ucunda siyah çantalı iki avukat kâtibi, hukuki saçmalıklarla dolu ve sürüden ayrı olduklarını göstermek amacıyla güya bizleri etkileyeceğini düşündükleri bir sohbet tutturmuşlardı.
Gözümün önünde akıp giden evlerin arka yüzlerini seyrediyordum. Batı Bletchey tren hattı çoğunlukla gecekondu mahallelerinden geçse de tenekelerin içinde yetiştirilen çiçekleriyle, küçük arka bahçelerin, kadınların çamaşır astıkları terasların ve duvarlarda asılı kuş kafeslerinin anlık görüntüsüyle insana rahatlatıcı bir huzur verir. Büyük siyah bombardıman uçağı biraz yana doğru yatıp ileri doğru fırlayarak gözden kayboldu. Lokomotife sırtım dönük oturuyordum. Reklamcılardan biri birkaç saniyeliğine bakışlarını uçağa doğru yöneltti. Ne düşündüğünü biliyor- dum. Zaten herkes aynı şeyi düşünüyordu. Bugünlerde bunu anlamak için uzman olmanıza gerek yok. Bir, bilemediniz iki yıl içinde bunlardan birini gördüğüm
Hayvan Çiftliği
Beylik Çiftliği’nin sahibi olan Bay Jones her zaman yaptığı gibi o gece de kümesleri kilitledi, ancak pencereleri kapatmayı unutacak kadar yine sarhoştu. Yalpalayarak yürüdüğü avluda, elinde sallanan feneriyle, sağı solu aydınlatarak ilerledikten sonra ulaştığı arka kapıda güçlükle çizmelerini çıkartıp, kilerdeki bira fıçısından son bir bardak daha doldurarak Bayan Jones’un horlamakta olduğu yatağa doğru sendeleyip devrildi.
Yatak odasındaki ışık söner sönmez, çiftliğin tüm binalarında bir hareketlenme, bir koşuşturma başladı. Koca Reis lakabıyla onurlandırılmış olan iri beyaz domuz İhtiyar Major’ın bir önceki gece görmüş olduğu garip rüyayı çiftlikte bulunan tüm hayvanlara anlatacağı haberi gün boyu etrafta dolaşmıştı. Bay Jones ortalıktan çekildikten sonra tüm hayvanların büyük ambarda toplanmasına karar verilmişti. Girdiği yarışmada Wellington güzeli diye tanınmış olan, fakat daima İhtiyar Major diye anılan iri domuz, hayvanlar arasında öyle yüksek bir itibara ve saygınlığa sahipti ki, onu dinlemek için her hayvan uykusundan birkaç saati feda etmeye hazırdı.
1984
Nisan ayının aydınlık, soğuk bir günüydü ve saatler on üçü vuruyordu. Berbat şekilde esen rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömen Winston Smith, Zafer Konakları’nın camlı kapılarından hızla içeriye daldı ancak peşinden gelen toz, toprak girdabının onunla birlikte içeriye girmesine engel olamadı.
Bina girişini haşlanmış lahana ile paçavra bezlerden yapılmış paspasın rutubetli kokusu sarmıştı. Girişin dip tarafındaki duvara raptiye ile tutturulmuş olan renkli ilanın büyüklüğü, bulunduğu ortamla hiç de uyumlu değildi. İlanda genişliği bir metreyi aşkın çok iri bir yüz göze çarpmaktaydı. Kırk beş yaşlarında kapkara bıyıkları olan, sert çizgilere sahip yakışıklı bir adam yüzüydü bu. Winston, merdivenlere doğru yöneldi. Asansörü yoklamak gereksizdi. En sorunsuz zamanlarda bile doğru düzgün çalışmazdı. Günün aydınlık saatlerinde elektrik kesintisi yapılıyordu. Nefret Haftası’na yönelik hazırlıklar sebebiyle uygulanmakta olan tasarruf tedbirlerinden biriydi bu.
Yedinci kattaki apartman dairesine ancak merdivenle ulaşılabiliyordu. Winston, merdivenleri ağır ağır, dura dinlene çıktı. Otuz dokuz yaşındaydı. Sağ ayak bileğinin yukarısında varis yarası vardı. Asansör kapılarının bulunduğu her sahanlıkta, duvarda asılı duran iri yüzün dik bakışlarıyla karşılaşılıyordu. Resim öylesine tuhaf bir ifadeyle tasvir edilmişti ki, ne tarafa giderseniz gidin gözler sizi takip ediyormuş hissine kapılıyordunuz. Resmin altında Büyük Ağabey Sizi İzliyor yazıyordu.
Boğulmamak İçin
Bir bombardıman uçağı üstümüzde alçaktan uçuyordu. Birkaç dakika boyunca trene ayak uydurur gibi uçmaya devam etti.
Karşımda hırpani paltolarıyla, görünüşe göre reklamcı tayfasının en alt tabakasından olan, muhtemelen de sokakta gazeteler için anket yapan iki kaba saba herif oturuyordu. Biri Mail, diğeri Express gazetesi okuyordu ve tavırlarından, beni kendi sınıflarından biri olarak değerlendirdikleri belli oluyordu. Vagonun diğer ucunda siyah çantalı iki avukat kâtibi, hukuki saçmalıklarla dolu ve sürüden ayrı olduklarını göstermek amacıyla güya bizleri etkileyeceğini düşündükleri bir sohbet tutturmuşlardı.
Gözümün önünde akıp giden evlerin arka yüzlerini seyrediyordum. Batı Bletchey tren hattı çoğunlukla gecekondu mahallelerinden geçse de tenekelerin içinde yetiştirilen çiçekleriyle, küçük arka bahçelerin, kadınların çamaşır astıkları terasların ve duvarlarda asılı kuş kafeslerinin anlık görüntüsüyle insana rahatlatıcı bir huzur verir. Büyük siyah bombardıman uçağı biraz yana doğru yatıp ileri doğru fırlayarak gözden kayboldu. Lokomotife sırtım dönük oturuyordum. Reklamcılardan biri birkaç saniyeliğine bakışlarını uçağa doğru yöneltti. Ne düşündüğünü biliyor- dum. Zaten herkes aynı şeyi düşünüyordu. Bugünlerde bunu anlamak için uzman olmanıza gerek yok. Bir, bilemediniz iki yıl içinde bunlardan birini gördüğüm
Marka:
Yazar:
Sayfa:
878 Sayfa
Kağıt:
2.Hamur Kağıt
Boyut:
13.50x19.50 cm
Barkod:
2021070116499