Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
2 Taksit | 112.50 TL | 225.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 225.00 TL |
Havale / Eft | 225.00 TL |
Posta Çeki | 225.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Yayınevimiz bu kez Mehmet Başaran’ın iki kitabını, Elif Diye Bir Türkü ile Dilsiz Oyunu’nu birlikte okurlara sunuyor.
Başaran öykülerinde daha çok Trakya yöresini, köyünü, köylüsünü ve onun siyasî ve ekonomik sistem tarafından sömürülüşünü konu ediniyor. Köylünün içinde bulunduğu güç koşulları gerçekçi bir anlayışla yansıtarak, köy insanının duygusunu, hayallerini, töresini, inancını, içine düştüğü yoksulluğu, toprakla ilişkisini çarpıcı bir biçimde veriyor. Trakya’nın doğasını şiirsel bir anlatımla betimleyen Başaran, yanı sıra köylüsünün ağzını, deyişlerini, deyimlerini de metnin içine alarak, öykücülüğümüze dil ve ifade zengiliği getiriyor.
Evet, yaşı yetmişi geçiyordu. Akranları çoktan Sarıtepe’yi boylamıştı. Eskisi gibi çift süremiyor, kütük çıkaramıyordu. Kimi zaman yaşlılar kahvesinde bile, göçü gitmiş de gerilerde kalmış gibi duyuyordu kendini... Ama, içi gençlerden daha gençti. Ha deseler, dilsiz oyununda başı çekerdi. Madem ki kırlar ayağının dibine gelmişti, bu güzel kokuları ciğerlerine doldurabiliyordu, kendi rüzgarının önünde dilediği yere giderdi o... “Boşuna dırlanma Kuru Kamile, senin gibi ıh vay! ocak başlarında oturamam. Ayaklarım dilsiz oyununun tadına doyamadı daha... Yaz geceleri, kırda yattığımızda sana oynadığım oyunları düşün de, kes sesini... Varsın ‘kır domuz’, ‘deli hafız’, ‘koca pezevenk’ diye homurdansın ardımdan yüreği kurumuşlar...”
Kime neydi yaşından? Yazların geveze böceği saçları arasında cırlıyordu ya... Soluğu kesilmedikçe... Avucunu yalasındı ölmesini bekleyen mirasçılar.
Parmak uçlarından gelinböceklerini uçurarak yürüdü.