Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 165.00 TL | 165.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 165.00 TL | 165.00 TL |
2 Taksit | 82.50 TL | 165.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 165.00 TL | 165.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 165.00 TL | 165.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 165.00 TL | 165.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 165.00 TL |
Havale / Eft | 165.00 TL |
Posta Çeki | 165.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Önsöz:
Kıbrıs’ın, stratejik konumu yüzyıllar boyunca ada halkı için sorun olmuştur. Kıbrıs, Orta Çağ’da Kudüs’ün dini değerinden dolayı Haçlılar tarafından sonraki yıllarda ise Doğu Akdeniz’de gelişen ticaretten dolayı Venedikliler, Lüzinyanlar, Mısırlılar, Bizanslılar tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı Devleti ise 1571 yılında Kıbrıs’ı fethettikten sonra 307 yıl boyunca adaya hâkim olmuş; ancak 19’uncu yüzyıldaki siyasi gelişmeler adanın Osmanlı egemenliğinden çıkmasına yol açmıştır.
Doğu Akdeniz’de stratejik konumda olan Kıbrıs’ın jeopolitik değeri 19’uncu yüzyılda hizmete giren Süveyş Kanalı’ndan dolayı daha da artmıştır. İngiltere hem Süveyş Kanalını kontrol etmek hem de 93 Harbinde büyük kazanımlar elde eden Rus Çarlığının Akdeniz’e ulaşarak bölgesel çıkarlarına zarar vereceği endişesinden dolayı Kıbrıs’ı ele geçirme planları yapmaya başlamıştır. İngiltere’nin planlarını kolaylaştıran gelişme 93 Harbinden sonra Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında imzalanan Ayastefanos Antlaşması olmuştur. Rus Çarlığı antlaşma sonucunda büyük kazanımlar elde edince İngiltere’nin başını çektiği Avrupalı devletler
bu gelişmeye müdahil olmuşlar ve şartların yeniden görüşülebilmesi için Berlin’de bir konferans düzenlenmesini sağlamışlardır. İngiltere’nin Kıbrıs’a dair planlarını yürürlüğe sokması bu dönemde olmuştur. İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Hanry Layard’ın yoğun girişimlerinden sonra 4 Haziran 1878 tarihinde gizli Kıbrıs Konvansiyonu imzalanmış ve ada İngiltere’nin yönetimine bırakılmıştır.
İngiltere’nin Kıbrıs’taki statüsü Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılına kadar devam etmiştir. İngiltere, Osmanlı Devleti’nin Almanya safında savaşa girmesini bahane etmiş ve 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etmiştir. İngiltere’nin bu “de facto” ilhak kararı 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 20’nci maddesi gereğince “de jure” olarak hukuki dayanağa kavuşmuş, ada İngiltere’ye bırakılmıştır. Türkiye Devleti, bu tarihten yaklaşık üç ay sonra 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’i ilan etmiş ve yeni devletin kuruluş ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını çok yönlü olarak ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi alanda sürdürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi iç ve dış sorunlarına yoğunlaştığı sonraki dönemde Kıbrıs Türkleriyle kurduğu ilişkiler çoğunlukta kültürel alana yoğunlaşmıştır.Türkiye hükümetlerinin Kıbrıs dış politikasına etki eden ana faktör Lozan Barış Antlaşması sonucunda adanın İngiltere’ye terk edilmesi olmuş ve CHP döneminde antlaşma hükümlerine sadık kalınmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hükümetlerinin Kıbrıs politikasına dair yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak’ın 23 Ocak 1950 tarihinde basına yaptığı açıklamada kullandığı “…Türkiye’nin Kıbrıs diye bir sorunu
yoktur…” ifadesine dayandırılmaktadır. Ancak gerçek durum böyle midir? Türkiye, Kıbrıs’ın geleceği ile Kıbrıs Türklerinin sorunlarına tamamen duyarsız mıdır? “Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Kıbrıs Türkleri Hakkında Hazırlattığı Rapor (Türkiyeli Öğretmenlerin Kıbrıs’taki Tetkik ve Tespitleri-1949)” başlıklı bu eserde; Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında Kıbrıs Türklerinin sorunları hakkındaki güncel gelişmeleri öğrenmek amacıyla yapılan resmi bir ziyaret konu edilmiştir. Bu ziyaretin kendine has bir özelliği vardır; o da Kıbrıs’ın İngiltere’ye terk edildiği 1878 yılından sonraki hiçbir dönemde bu boyutta ve resmi düzeyde böyle bir girişimin hiç yapılmamış olmasıdır.
Gerek Osmanlı Devleti’nin 20’nci yüzyılın başlarından Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar olan dönem boyunca içinde bulunduğu şartların olumsuz etkisi, gerekse de Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin Lozan Barış Antlaşması’dan sonrası dönemde yaşadığı sorunlara çözüm bulma arayışlarının Kıbrıs politikalarına doğrudan etki ettiği söylenebilir. Ancak hem Osmanlı Devleti’nin, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu koşullar, ne Kıbrıs’ın stratejik konumunun