Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85.00 TL | 85.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85.00 TL | 85.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85.00 TL | 85.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85.00 TL | 85.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85.00 TL | 85.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 85.00 TL |
Havale / Eft | 85.00 TL |
Posta Çeki | 85.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
2013 yılında çıkan altıncı öykü kitabı Baykuş Virane Sever’de Faruk Duman öykü çıtasını yükseltiyor. Özellikle “Kayıp İnci”, “Teyzem O Burhan’lı Günleri Nasıl Atlattı?”, “Emanet” ve “Zürafa” başlıklı öykülerinde anlatı dünyasının özgünlüğünü iyice ortaya koyuyor.
Semih Gümüş’ün değerlendirmesiyle; “Kendine özgü yazınsal bir dünya kurar Faruk Duman; herkesten çok başka ama bir o kadar da yakın. Önce neyi anlatacağına değil nasıl anlatacağına karar verir. Anlatı dünyasına belli bir biçim içinde gerçeklik kazandırma çabası, sonunda onun, kuşağının en özgün yazarlarından biri olmasını sağlar. Bu özgünlüğü yakalayan, onun yalın ve zengin dünyasında bulur kendini...”
Yazarın biçimsel arayışlardaki yetkinliğini ve yenilikçi tavrını öne çıkaran özgün bir kitap, Baykuş Virane Sever.
Ocak birden köpürmeye başlamış, oturup Vahşetin Çağrısı’nı okuduğum ağır kadife koltuk kıvılcım içinde kalmıştı. Etrafa yayılan küle aldırmamış, kitabı küçük çalışma masamın üstüne bırakarak kalkıp perdeyi aralamıştım. Kasaba kar altındaydı. Öyleydi ki, –halk böyle gecelerde yağ lambalarını yakmanın uğursuzluk getireceğine inanırdı– geceyi yalnızca kar aydınlatıyordu. Sanırsın ay yere inmiş. Fakat çok sürmedi; önce durup durup tozan hava birden işi inada bindirdi ve sürekli, korkunç bir rüzgâr başladı. Çam ağaçlarının dallarında birikmiş karlar topak topak savruluyordu. Yine bu karanlık ve insana benzerlikleriyle bizi ürküten ağaçların iğneleriydi. Bu iğneler sanırsın bir kar ordusu. Durup durup yaylar gerilerek. Böylece fırtına dinlemez bu yaman oklar sayesinde. Ne ki böyle bir düşmanı ele geçirmek nasıl mümkün olsun! Fırtınayı bir süre izledikten sonra, çıkıp atımın yanına gitmem gerektiğini düşündüm.