İçinde yaşadığımız modern şehir hayatında, bir yandan görevler ve zorunlu ilişkiler içinde boğulurken, diğer yandan algı yöneticilerinin manipülasyona dayalı kandırma teknikleriyle baş etmeye çalışıyoruz. Zira gerçekle aramıza giren manipülatörler; gördüklerimizi, duyduklarımızı ve hatta dokunduklarımızı nasıl yorumlayacağımızı belirlemek için profesyonel bir çaba gösteriyor. Neticede algı yöneticileri kolaylıkla verebildiğimiz hayır deme ve itiraz etme tepkisini ortadan kaldırarak insanları edilgen hale dönüştüren uzmanlık kodlarından yararlanmakta son derece mahirdirler. Oysa bu teslimiyetçi durum aile, siyaset ve bilim ilişkileri başta olmak üzere toplumsal alanın farklı katmanlarında bizi türlü yalanların kurbanı haline getirebilir.
Peki, algı yöneticilerinin manipülasyonları karşısında hayır demek hepimize neden bu kadar zor gelir? Usta yalancıların yönettiği bir dünyada yaşadığımızın farkında mıyız? Onaylamadığımız düşünceleri onaylar görünmek pahasına, bizi başkalarına uyum sağlamaya iten nedir? Dahası kandırmanın başarılı olmasında niçin? sorusunu sormayışımızın etkisi ne düzeydedir? Kampanyalar ve sürekli tekrar bizi nasıl yönlendirir? Manipülasyonları başarılı kılan unutkanlık, duygusallık ve düşüncesizlik zaaflarından kurtularak algı yöneticilerine karşı direnmeyi nasıl başarabiliriz?
Mücahit Gültekin, Algı Yönetimi ve Manipülasyonda kanmanın ve kandırmanın psikolojisinin nasıl işlediğini çeşitli örneklerle gözler önüne seriyor. örnekler sağlık, eğitim, bilim, siyaset, sinema, ticaret ve İslam tarihi gibi farklı alanlardan seçilmiştir. Elinizdeki kitap manipülatörlerin tekrara dayalı kandırma süreçlerini sekteye uğratmak için her daim eleştirel düşünmenin gerekli olduğunun altını çiziyor. Gerçeğin peşinden sabırla yürüyerek yalanı, yalancıyı ve yalana maruz kalanı inceleyen yazar, algı yöneticilerinin operasyonlarına karşı direnememenin sebep olduğu sıkıntılardan kurtulmayı vaat ediyor.