Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120.00 TL | 120.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120.00 TL | 120.00 TL |
2 Taksit | 60.00 TL | 120.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120.00 TL | 120.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120.00 TL | 120.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 120.00 TL | 120.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 120.00 TL |
Havale / Eft | 120.00 TL |
Posta Çeki | 120.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Ürün Açıklaması
Afif - Dilek Başaran - Anemon Yayınları
“Nereye gidecektik?.. Evimiz, eşyalarımız ne olacaktı?.. Gönlüm ne olacaktı?.. Sevdiğim, Ahmarım ne olacaktı?.. Ahmarım neredesin?.. Ahmar benden üç yaş büyüktü. O da tıp fakültesindeydi. Ben birinci, Ahmar dördüncü sınıftaydı. İkimizde doktor olacaktık. “Savaş çıkarsa ben giderim, savaşırım. Özgürlüğümüz için, sizler için, memleketimi savunurum” diyordu, son günlerde. Ahmarım nerede acaba?.. Gerçi bize yakın oturuyordu, dört sokak ötemizdeydi. Gidip bakamazdım ki, mahşer yeri gibiydi ortalık. Kimse kimseyi tanımıyordu. Herkes toz toprak içindeydi. Daha fazla seyredemedim, sokağa fırladım. Annemle birlikte hep beraber yangın yerine dönen sokağa çıktık. Allahım nasıl bir vahşetti bu?.. Bu ne acıydı? Kadınlar, çocuklar, çaresiz bebeler çığlık, kıyamet… Kıyamet denen şey bu olmalıydı. Hani derlerdi ya, kıyamet günü yer gök birleşecek, kimse kimseyi tanımayacak, kurtulmak için herkes kendi derdine düşecek… İşte o gün buydu mutlaka… Allahım, öyle korkunç bir manzara vardı ki; kimi evlerin yarısı yoktu, kimi evlerin camları tuzla buz olmuştu. Her yer ceset, yaralı doluydu… Babamı gördüm o kalabalıkta, ağlıyordu; insanlara yardım etmeye çalışırken…
O çocukların günahı neydi Allahım!.. Her köşede bir bebek ağlıyordu kimsesiz… Korkuyla!.. Suratları, vücutları tozdan görülmeyen çocuklar… Analar çocuklarını arıyorlardı, parçalanmış bedenlere bakarken. Cehennem buydu mutlaka!..”
Dilek Başaran, Suriyede anlamsız bir savaşın ortasında hiçbir şeyden haberi olmadan ölen, yaralanan, evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kalan günahsız masum insanların dramını anlatmış bu romanında.
“Nereye gidecektik?.. Evimiz, eşyalarımız ne olacaktı?.. Gönlüm ne olacaktı?.. Sevdiğim, Ahmarım ne olacaktı?.. Ahmarım neredesin?.. Ahmar benden üç yaş büyüktü. O da tıp fakültesindeydi. Ben birinci, Ahmar dördüncü sınıftaydı. İkimizde doktor olacaktık. “Savaş çıkarsa ben giderim, savaşırım. Özgürlüğümüz için, sizler için, memleketimi savunurum” diyordu, son günlerde. Ahmarım nerede acaba?.. Gerçi bize yakın oturuyordu, dört sokak ötemizdeydi. Gidip bakamazdım ki, mahşer yeri gibiydi ortalık. Kimse kimseyi tanımıyordu. Herkes toz toprak içindeydi. Daha fazla seyredemedim, sokağa fırladım. Annemle birlikte hep beraber yangın yerine dönen sokağa çıktık. Allahım nasıl bir vahşetti bu?.. Bu ne acıydı? Kadınlar, çocuklar, çaresiz bebeler çığlık, kıyamet… Kıyamet denen şey bu olmalıydı. Hani derlerdi ya, kıyamet günü yer gök birleşecek, kimse kimseyi tanımayacak, kurtulmak için herkes kendi derdine düşecek… İşte o gün buydu mutlaka… Allahım, öyle korkunç bir manzara vardı ki; kimi evlerin yarısı yoktu, kimi evlerin camları tuzla buz olmuştu. Her yer ceset, yaralı doluydu… Babamı gördüm o kalabalıkta, ağlıyordu; insanlara yardım etmeye çalışırken…
O çocukların günahı neydi Allahım!.. Her köşede bir bebek ağlıyordu kimsesiz… Korkuyla!.. Suratları, vücutları tozdan görülmeyen çocuklar… Analar çocuklarını arıyorlardı, parçalanmış bedenlere bakarken. Cehennem buydu mutlaka!..”
Dilek Başaran, Suriyede anlamsız bir savaşın ortasında hiçbir şeyden haberi olmadan ölen, yaralanan, evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kalan günahsız masum insanların dramını anlatmış bu romanında.
Marka:
Yazar:
Sayfa:
152 Sayfa
Kağıt:
2.Hamur Kağıt
Boyut:
13.50x21.00 cm
Barkod:
9786056682452